- hoş görmek
- = hoş karşılamak терпи́мо / снисходи́тельно относи́ться
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
hoş görmek (veya karşılamak) — gücenilecek veya karşılık gelinecek bir davranışı hoşgörü ile karşılamak, anlayışla karşılamak, kusur saymamak Arkadaşlarının birçok yolsuzluklarını, uygunsuzluklarını hoş görmeye mecburdur. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
mübah görmek (veya saymak) — hoş görmek, sakıncasız bulmak Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun? P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
mazur görmek — kusura bakmamak, hoş görmek, bağışlamak, affetmek Büyük işler deruhte etmemiş insanların, bu husustaki tereddütlerini mazur görmelidir. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
kusura bakmamak (veya kalmamak) — hoş görmek Kusura bakma, hatırını soramadım. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevaz vermek — (bir şeye) hoş görmek, uygun bulmak ... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
idare etmek — 1) yönetmek, çekip çevirmek Aramızdan biri mesela ev sahibi Kâzım Bey müzakereyi idare etsin. R. N. Güntekin 2) tutumlu kullanmak Lakin siz, yine sabaha kadar kalacakmışız gibi idare edin mumu. R. N. Güntekin 3) yetmek, yetişmek Evler ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
insan beşer, kuldur şaşar — kişinin zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz yummak — 1) görmezlikten gelmek, hoş görmek, bağışlamak Vaadime sadık kalırım fakat inzibatsızlığa göz yummak olamaz. R. N. Güntekin 2) umudunu kesmek, umutsuzluğa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünün üstünde kaşın var dememek — (birine) birinin her davranışını hoş görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİHVA — Şaşırıp kalmak. Divane olmak. Hevâ ve hevesi hoş görmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
babacık — is., ğı Sevimli, hoş, sempatik baba Ertesi gün okulun yolunu tutunca yine üniformalarının içinde anacıklarının, babacıklarının görmek istedikleri masum çocuksu hâllerine dönerler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük